Doğada bulunan hali elmas olarak adlandırılan pırlanta, elmasın mücevher şeklinde işlendikten ve şekil verildikten sonra bu şekilde isimlendirilmektedir. Elmas, dünyadaki en sert madde olarak bilinmektedir. Elmasın en çok bulunduğu bölgeler olarak, Güney Afrika, Endonezya, Güney Amerika ve Hindistan sayılabilmektir.
Pırlantanın işlenmesi için öncelikle pütürlü elmasa ihtiyaç duyulmaktadır. İlk öncelikle usta elmas kesiciler hata yapmamak için taşı on kat yaklaştıran büyüteçler kullanarak defalarca incelemektedirler. Daha sonra elması hacmine göre kesmeye başlarlar. Elmas kesimi, testereye pütürlü elmasın sıcak yapıştırıcı ile yapıştırılması ile başlanmaktadır. Fakat testere ne kadar keskin olursa olsun elması kesememektedir, çünkü elması sadece elmas kesebilmektedir. Bu nedenle testere bıçağında elmas tozu bulunmaktadır. Bu kesim işlemleri ortalama olarak 4 saat sürmektedir. Pırlantanın işlenmesindeki ikinci kısım ise, elmasın cilalanmasıdır. Bu aşamada, elmasların bir makine sayesinde ana şekli belirlenmektedir. Daha sonra elmas kesici, gerekli makine sayesinde elması yine yapıştırıcı ile sabit tutarak, üstünde yağ ve demir tozu olan ve sürekli dönen bir demir bileyicide preslenmektedir. En son aşamada pırlantaya parlaklık vermesi için yüzeyi şekillendirilmektedir. Façeta adı verilen bu şekillerde, küçük düzlükler meydana getirilmektedir. Maksimum parlaklığı yaratması için, her bir façeta karşısındaki façetanın açısına göre kesilmelidir. Hatalı yapıldığı takdirde, çok sığ veya derin olmaktadır. Bu durum ışığın alt taraftan sızmasına ve pırlantanın merkezinin karanlık kalmasına ve sönük olmasına sebebiyet vermektedir.