Pırlanta, her ne kadar eski zamanlarda saray kültürüne ait ve yüksek geliri temsil eden bir taş olsa da günümüzde artık, asaletin ve ışıltının simgesi olan bu narin taşlar günlük hayatların vazgeçilmezi olmayı başarmıştır. Bu artan ilgiyle birlikte, bu asil taşın özellikleri de gündeme gelmeye başlamıştır. Tabiatta benzeri nadir bulunan taşların değeri buna paralel olarak artmaktadır. Fiyat hususunda ise dikkate alınan başlıca dört özellik mevcuttur. Genel itibariyle, pırlantanın özellikleri 4C denilen bir yöntemle özetlenmiştir. Bunlar; renk (colour), duruluk (clear), kesim (cut) ve karat (carat) olarak belirlenmiştir.
Pırlanta, farklı renk seçenekleri sunsa da, en çok tercih edilen renk beyazdır. Bununla birlikte iyi bir taşın rengi belirleyici faktördür. Kırmızı, sarı, mavi gibi keskin renklerde bulunan doğal ışıltılı bu taşlarda, eşsiz olarak görülmekte olup, değerleri ve ücretleri de buna bağlı olarak yükselmektedir. Beyaz renkli taşlar ise her ne kadar birbirinden farksız görünseler de, karşılaştırıldığında ton farkları göze çarpmaktadır. İyi bir pırlantanın rengi, neredeyse renksiz denebilecek nitelikte olmalıdır. İnsanları birbirinden ayıran, parmak izi, retina çizgisi gibi özellikler nasıl ki farklılık kılmaktadır, bu doğa harikası taşların da doğal izleri farklılık kılmaktadır.
Bu ışıltılı büyüde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de mümkün olduğunca az izi, lekesi olan taşları seçmektir. Pürüzsüz ve hiçbir izi olmayan taş bulmanın neredeyse imkânsız olduğunu belirtmek gerekir. Bu değerli taşların, ağırlık ölçü birimi karattır. Ve pek tabii olarak, ağırlıkları ve büyüklükleri ölçüsünde de yine değerleri artmaktadır. Bu doğa harikası narin taşlara insan müdahalesi bir tek kesim aşamasında olmaktadır. Kesim, pırlanta değeri için oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Zira iyi bir kesim işlemiyle, bu ışıltılı taş daha da büyüleyici bir hale gelebilir, parlaklığı ve çekiciliği artabilir.