Maddi değerinin oldukça fazla olması nedeniyle pırlantanın sahtesini ucuz yollarla üretip, gerçekmiş gibi bir değerde satarak fazla kar etmek birçok kişinin amaçladığı bir iş olmuştur. En büyük problem ise sahte pırlantaların, görünüm olarak gerçeklerinden neredeyse ayırt edilemeyecek kadar benzer olmalarıdır.
Sahte pırlanta, cevherlerden elde edilen gerçeğinin aksine laboratuarlarda yapay yollarla üretilir. Bunlardan bazıları laboratuarlarda elmas tozunun kimyasal yollarla sıkıştırılıp birleştirilmesiyle üretilirken, diğerleri ise yine kimyasal yöntemlerle benzer taşların oluşturulması şeklinde üretilir. Adı kübik zirkon olan bu ikinci taklit çeşidi genelde daha yaygındır ve halk arasında ise atom taş adıyla bilinir. Kübik zirkonun sertliği daha azdır ve bu nedenle de daha mat bir görünüme sahiptir. Ayrıca zirkonun ısı iletkenliği de daha azdır. Pırlantanın gerçek olup olmadığını ısı iletkenliğini test edip ses çıkararak gösteren aletler, zirkon test edildiğinde ses çıkarmazlar.
Pırlantanın cevher olarak çıkarılmasından başlayarak işlenişinin tamamlanışına kadar geçirdiği işlemler ve de bunların zorluk dereceleri, gerektirdiği beceri, zaman, ve maliyetler göz önüne alındığında elmas tozundan veya camlardan kimyasal işlemlerle laboratuar ortamında pırlanta üretiminin neden üreticiler tarafından tercih edildiği anlaşılacaktır. Daha az zaman, uğraş ve de maliyetle üretilen bu sahte ürünleri gerçek ürünlerle aynı fiyatlarda satarak üretici kişi daha fazla kar yapmayı amaçlayabilir. Bu nedenle alıcıların sahte ürünlere karşı oldukça uyanık olmaları gerekmektedir.